Taberânî'nin kaydettigi ve rivayet zincirinde belirsizlik bulunan bir hadise göre. Peygamber'imiz (s.a.v.) buyuruyor ki! Asure Günü verilen bir dîrhemlik sadakaya yediyüz bin dirhem gibi sevâb verilir. Öte yandan. Asure Günü gözüne sürme çekenin o yil göz agrisina yakalanmiyacagini ve o gün yikananin hasta olmiyacagini ileri süren hadisler uydurmadir. Bilesin ki, Asure Günü Hz. Hüseyin (R.A)'in ugradigi ihanet, onun derece yüceliginin artisina ve ALLÂH katindaki yüksek mertebesini ve temiz ehli beytin safina katilisini gösteren bir delildir. Bu günde Hz. Hüseyin'in (R.A.) uğradığı ihaneti anmak isteyen kimse, ALLAH'in emrine uyarak ve yüce ALLAH'in onlara ALLÂH'dan mağfiret ve rahmet vardır. İşte onlar hidayete erenlerdir mealindeki âyetle Hz. Hüseyin'e (R.A.) ayırdığı mertebeye saygi duyarak sadece sık sık İNNÂ LİLLÂHİ VE İN-NA İLEYHL RÂCIÛN demesi gerekir. Bunun dışında hiç kimsenin, sakın ve sakın râfizilerin ve benzerlerinin yas tutma, ağlaşma, yırtınma ve döğünme gibi geleneklerine uymamalidir. Çünki böyle davranmak, müslüman ahlâkina uymaz. Eger böyle davranmak meşru olsaydı ,zaten Hz. Hüseyin'in (R.A.) dedesi olan Peygamber efendimizin irtihal gününde yas tutmak daha yerinde olurdu.

Bende çekinmeden usanmadan diyorumki...
Ey Küfür babaları!
Ey Anavatan Türkiyemizde ki Din düşmanları...
Din düşmanlarına yardakçılık yapan neydi belirsiz içi bozuk münafıklar.
Siz çok şeyler düşündünüz. Bunların kökünü kaziyacagiz dediniz. 
Evet doğru.!

Bir ağacın büyümesi için o ağacın kökü kazilmazi lazım değilmi.Kazılmakla kalmayıp o ağacın kazilan topraklarına gübre dökmek lazım.
Ey münafıklar o ağacın kökündeki toprağa iftira gübrelerinide döktünüz.
Ama!....
sizin kökünü kazidiginiz, çabaladığınız iftira gübrelerinizi doktugunuz o ağacın dibinide biz hizmet suyu ile suladik ve sulandi.
O ağaç öyle büyüdü.
öyle büyüdü'ki....

Dalları Avrupaya kadar geldi, meyvelerini yiyoruz.