19 Nisan 2015 Pazar

"Namazın ilk vaktinde kılınmasında Allâh'ın rızâsı vardır, son vaktinde kılınmasında ise Allâh'ın affı vardır." (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî) KUREYŞ SÛRESİNİN ESRARI Eyüp Sabri Paşa Mekke'de olan bir veba salgınını Mir'âtü'l- Haremeyn kitabında Şeyh Ahmed Duhani isimli zattan naklen şöyle anlatıyor: Bundan evvel Mekke'de gayet dehşetli veba hastalığı olmuştu. Gerek hacılar ve gerek ahali yollarda gidip gelirlerken birdenbire düşüp vefat ederlerdi. Cenazelerin çokluğundan yollarda yürümek, Mescid-i Harâm'a gitmek imkânsız bir hale geldi. Hastalığın en ziyade dehşet verdiği günlerde beni de korku sardı ve namazlarımı evde kılmaya karar verdim. Fakat ikindi cemaatini feda edemeyip Harem-i Şerife gittim ve namazdan sonra Safâ kapısından çıkıp güçlükle Safâ dağı eteklerine kadar gidebildim. Yolun iki geçesinde birçok kimseler yatıp kalmış ve Müslüman cenazelerinden sa'yetmek imkânı kalmamış idi. Cenazelerin çokluğundan ürküp daha ileri hareket edemedim, cansız bir ceset gibi Safâ'ya dayanıp kaldım. Bir müddet sonra kulağıma şöyle bir ses geldi: "Sen utanmaz mısın? '.ecelleri geldiği vakit artık bir saat geri de kalamazlar, ileri de gidemezler.' (mealindeki Yunus Sûresinin 49.) âyet-i celîlesine inanmaz mısın? Oldukça âlimsin, epeyce tefsir ve hadis kitapları okudun, îmân ağacı gönül bahçende kök tutup karar kıldı. Li-îlâfi kureyş sûre-i celîlesini okumaya devam edersen hiçbir şeyden korkmazsın. Ve bu sırrı her kime söylersen vehim belâsından onu da kurtarmış olursun. Vah vah ayıptır, hem de günahtır." Sanki o saate kadar cansızmışım da bu ses kulağımdan bana bir ruh üşemiş gibi titreyen vücuduma taze bir hayat geldi, vesveseden hiç eser kalmadı. Sesin ilhâm olduğunu anlayıp Kureyş Sûresini okuyarak evime döndüm, aileme "Li-îlâfi." sûre-i celîlesine devâm etmelerini tenbih eyledim. Korku ve dehşetin ehl-i beytimden dahi zâil olduğunu görünce artık her kime tesadüf ettim ise emrolunduğum üzere bu sûreyi okumalarını tavsiye ederdim. Elhamdülillâh, bu mübârek sûreye devam edenlerin hiçbirinde vehimden eser kalmadı. 15 EKİM 2014 Çarşamba Fazilet Takvimi

Hiç yorum yok:


"İlmi ile amel eden, malının (ihtiyaçtan) fazlasını infâk eden, boş ve lüzûmsuz sözden dilini tutan kimseye müjdeler olsun."(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabu'l-Imân)
"KİM SÜKÛT EDERSE KURTULUR"
İmâm Gazâlî rahimehullâh buyurdu:
İyi bil ki dilin belası ve tehlikesi pek büyüktür. Bundan kurtuluş ancak sükût etmek, susmak iledir. Bu sebeple Resûlullâh (s.a.v.) susmayı methetmiş ve ona teşvik etmiştir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
• "Kim sükût ederse kurtulur."
• "Sükût etmek hikmettir, fakat sükût edenler azdır."
• "Kim iki çenesi arasın(daki dilin)e ve iffetine kefîl olur; -haramdan korursa- ben de onun cennete girmesine kefîl olurum."
Muaz bin Cebel (r.a.) Resûlullâh (s.a.v.)'den bir tavsiyede bulunmasını istedi.
Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Allâh'a, onu görüyormuş gibi ibâdet et, nefsini ölüler arasında say. İstersen bütün bunlardan daha mühimmini haber vereyim." buyurdu ve dilini gösterdi. Hazret-i Muâz:
"Yâ Resûlallâh, bizler söylediklerimizden sorulacak mıyız?" deyince şöyle buyurdular:
"Anan seni kaybetsin. İnsanları yüzleri üzere yahud burunları üzere ateşe atan ancak (küfür ve yalan söylemek, söğmek, lânet, iftirâ, gıybet, dedikodu etmek ve benzeri gibi) dillerinin yaptıkları değil midir?"
Hz. İbn-i Mesûd (r.a.) "Allâha yemin ederim ki en uzun müddet hapsedilmesi; tutulması gereken şey dildir" buyurmuştur. Dilin âfetleri pek çoktur. Dilin sakınılması gereken bazı zararları şunlardır:
Faydasız sözleri konuşmak, çok söz söylemek, günah ve çirkin sözleri söylemek, hasımlarıyla uzun uzadıya mücadele etmek, düşmanlık peşinde olmak, güzel ve edebî söz söylemek kaygısıyla haddini aşan sözler etmek, sövmek, lanet etmek, şehveti tahrik eden şarkı vesair sözleri söylemek, mizaha çok düşkün olmak, alay etmek, insanları tah­kir etmek, sırları ifşa etmek -ki bu emanete ihanettir-, yalan va'dlerde bulunmak, gıybet etmek, nemîme (birisinin sözünü aralarını bozmak için başkasına taşımak), insanları hep medhetmek; yağcılık yapmak.
16 EKİM 2014 Perşembe Fazilet Takvimi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
back to top