19 Nisan 2015 Pazar

Haris: dünya malına doymayıp bütün gayretiyle dünyayı isteyen açgözlü… Dünya üç derecedir: birincisinde sevap vardır, İkincisinde hesap, üçüncüsünde ise azap vardır. Birinci derecede kişi dünya vasıtasıyla hayırlara ulaşır ve onunla şerden kurtulur ki bu müminlerin itası ahretin de mezrasıdır. Yani helalinden ihtiyacı olanı istemektir. İkincisinde uzun(zorlu) hesap vardır. Bu öyle bir dünya ki onun sebebiyle kişi emirleri eda ile meşgul olmaz ve onunla bir takım yasak işler arzular ister. Üçüncü derece ise öyle bir dünyadır ki bu emirlerin edasından irtibatı kesip yasakları işlemeye başlamaktır. Bilinmelidir ki şu dereceler üzerine dünyayı isteyenlerden bazıları sıla-i rahim niyetiyle dünyayı ister ve onu cömertliğe dönüştürürse onun için sevap vardır. Ameli de niyetine muvafık olur. Fakat onda hikmet olmaz. Çünkü hikmet sahibi, hikmet hâsıl olduğunda durumunun ne olacağı bilinmeyen şeyleri istemez. Bazıları şehvete nail olmak ve uzun süre onun lezzetinden faydalanmak niyetiyle dünyayı ister. Bu hal onu hayvanlar derecesine düşürür. Bazıları da büyüklenmek, malını çoğaltmak ve yükselmek için dünyayı ister. Bu da onu en ahmak kibirlilerden yapar ve o helak olanlardan olur.

Hiç yorum yok:


Hz. Ali (r.a) den:
Şöyle sorulmuş: gökten daha ağır, yerden daha geniş, denizden daha zengin, taştan daha katı, ateşten daha sıcak, zemheriden daha soğuk, zehirden daha acı ne vardır?
Hz. Ali şöyle cevap vermiştir:
Dürüst bir kimseye iftira atmak gökten daha ağırdır. Hak yerden daha geniştir. Kanaatkârın kalbi denizden daha zengindir. Münafığın kalbi taştan daha katıdır. zalim idareci ateşten daha sıcaktır. Namerde muhtaç olmak zemheriden daha soğuktur. Sabretmek zehirden daha acıdır


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
back to top