Yıllarca devlete, millete hizmet etmiş, memur, işçi, istiklal gazileri, şehit yakınları veya vatandaşlık görevini bir ömür boyunca yapmış vatandaşların hastalık, ihtiyarlık anlarında gereken ilgi gösterilmezse bu zulüm olur.
Türk geleneğinde de insana zulüm yoktur. Tarih boyunca Türk devlet adamları mağlup ettikleri milletlere:
-“Askerlerim size zulmetti mi?” diye sormuş,
-“Hayır” cevabını alınca da Allah’a şükretmişlerdir. Bunun içindir ki Türk idaresini tercih edenler, Türkleri ülkelerine davet edenler olmuş, kendi topraklarında Türkleri çiçeklerle karşılamışlardır. Üç kitada kurulan hâkimiyet, zorbalıkla değil adaletle kurulmuştur.
Hz. Ömer bir gün Müslüman olmayan bir ihtiyarın dilendiğini görür. Ona:
-“Niçin dileniyorsun? der. O da:
-“Cizyemi ödeyebilmek için, cevabını verir. Bunun üzerine Ömer, hazine memuruna:
-“İnsanların gençliklerinde hizmetlerinden faydalanıp da ihtiyarlık zamanlarında geçimlerini sağlamazsak adil davranmamış oluruz.” demiş ve maaş bağlanmasını emretmiştir.
yönetici adil olacak, halkına eşit davranacaktır. Haksızlıklara, haksız kazanca, mani olacaktır. Her konuda herkes eşit olarak devletin imkânlarından yararlanacaktır. Zengin-fakir arasında denge kurulacaktır. Herkes dünya nimetlerinden eşit olarak yararlanacaktır. Bu güne kadar yöneticisi adil olan toplumlar huzurlu, mutlu ve zalimin ömrü de hep az olmuştur.
Adalet Allah’ın emridir, Allah adil davranmayı, iyilik yapmayı emreder. Zulmün, kötülüğün her çeşidini yasaklar.
Tuğrul Bey, Hemedan Şehri’ne giderken evliyadan Baba Tahir ve Baba Cafer ile karşılaşır. Atından inerek ellerini öper. Baba Tahir kendisine:
-EY Türk, Allah’ın kullarına ne yapmak istiyorsun. der, Tuğrul Bey:
-Ne emredersen” cevabını verir. Baba Tahir:
-“Allah adalet ve ihsanı emreder” ayetini okuyup, Allah’ın emrini yap” der.
Tuğrul Beyin gözleri yaşarır ve:
-“Öyle yapacağım” diyerek ayrılır.
Türk geleneğinde de insana zulüm yoktur. Tarih boyunca Türk devlet adamları mağlup ettikleri milletlere:
-“Askerlerim size zulmetti mi?” diye sormuş,
-“Hayır” cevabını alınca da Allah’a şükretmişlerdir. Bunun içindir ki Türk idaresini tercih edenler, Türkleri ülkelerine davet edenler olmuş, kendi topraklarında Türkleri çiçeklerle karşılamışlardır. Üç kitada kurulan hâkimiyet, zorbalıkla değil adaletle kurulmuştur.
Hz. Ömer bir gün Müslüman olmayan bir ihtiyarın dilendiğini görür. Ona:
-“Niçin dileniyorsun? der. O da:
-“Cizyemi ödeyebilmek için, cevabını verir. Bunun üzerine Ömer, hazine memuruna:
-“İnsanların gençliklerinde hizmetlerinden faydalanıp da ihtiyarlık zamanlarında geçimlerini sağlamazsak adil davranmamış oluruz.” demiş ve maaş bağlanmasını emretmiştir.
yönetici adil olacak, halkına eşit davranacaktır. Haksızlıklara, haksız kazanca, mani olacaktır. Her konuda herkes eşit olarak devletin imkânlarından yararlanacaktır. Zengin-fakir arasında denge kurulacaktır. Herkes dünya nimetlerinden eşit olarak yararlanacaktır. Bu güne kadar yöneticisi adil olan toplumlar huzurlu, mutlu ve zalimin ömrü de hep az olmuştur.
Adalet Allah’ın emridir, Allah adil davranmayı, iyilik yapmayı emreder. Zulmün, kötülüğün her çeşidini yasaklar.
Tuğrul Bey, Hemedan Şehri’ne giderken evliyadan Baba Tahir ve Baba Cafer ile karşılaşır. Atından inerek ellerini öper. Baba Tahir kendisine:
-EY Türk, Allah’ın kullarına ne yapmak istiyorsun. der, Tuğrul Bey:
-Ne emredersen” cevabını verir. Baba Tahir:
-“Allah adalet ve ihsanı emreder” ayetini okuyup, Allah’ın emrini yap” der.
Tuğrul Beyin gözleri yaşarır ve:
-“Öyle yapacağım” diyerek ayrılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder