19 Nisan 2015 Pazar

Hikâye – ( İmana Dönüş ) Güzel yüzlü bir genç vardı. Onun da ahbabları vardı. Arkadaşları, yemek, içmek, nimetlenmek, lezzetlenmek ve neşelenmekteydiler. Paraları bitti. Bir gün toplandılar, gidip yol kesmek üzere fikir birliği yaptılar. Yola çıktılar. Yolda kafileleri gözetlemeye başladılar. Tam üç gün boyunca o yolda hiçbir kimse geçmedi. Genç. çok yaşlı bir adamı gördü. Yaşlı adam o gence: -“Oğlum bu senin mesleğin değildir! Allâhü Teâlâ hazretlerine tövbe, istiğfar et! Allah’a dön! Eğer sen beni aramak ve bulmak istersen ben Bursa’da Seyyid Buhârî hazretlerinin camiinde Kur’ân-ı kerim okuyorum!” dedi. Yaşlı zâtın sözlerinin tesiriyle genç adamın kalbi yandı. Arkadaşlarına: -“Eğer siz bana tabi olup sözü dinlerseniz, gelin Bursa’ya gidelim, oradaki tüccarları arayalım. Onların arkasına takılıp mallarını alalım!” dedi. Arkadaşları onun sözlerini kabul ettiler. Bursa’ya geldiklerinde, Onlara: -“Gelin Seyyid Buhârî hazretlerinin camiinde namaz kılalım; Allâhü Teâlâ hazretlerine dua edelim ki bizim muradımızı gerçekleştirsin!” dedi. Camiye geldiklerinde, o yaşlı adamın camide Kur’ân-ı kerim okumakta olduğunu gördü. Ayaklarının üzerine düştü, tövbe etti. 0 yaşlı adamın yanında iki sene kaldı, iki seneden sonra o yaşlı kişi, genci; Hazret-i Şeyh Akşemseddİn (k.s.)’a gönderdi. Akşemseddin hazretleri o genci terbiye etti. O genç kâmil bir kişi oldu. Mü’min kişi, noksan ve hatta yol kesen biri olsa bile sonra kâmil bir mü’min olabilir. Bundan dolayı hatime (sonuca) bakılır. Lakin güzel sonuç, bidayette inayetin geçmesine bağlıdır. Allah’ım, bizleri hidâyete erenlerden eyle! Amiyne yâ muîn! İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri: 6/29-30.

Hiç yorum yok:


Fotoğraf: Hikâye – ( İmana Dönüş )  Güzel yüzlü bir genç vardı. Onun da ahbabları vardı. Arkadaşları, yemek, içmek, nimetlenmek, lezzetlenmek ve neşelenmekteydiler. Paraları bitti. Bir gün toplandılar, gidip yol kesmek üzere fikir birliği yaptılar. Yola çıktılar. Yolda kafileleri gözetlemeye başladılar. Tam üç gün boyunca o yolda hiçbir kimse geçmedi. Genç. çok yaşlı bir adamı gördü. Yaşlı adam o gence: -“Oğlum bu senin mesleğin değildir! Allâhü Teâlâ hazretlerine tövbe, istiğfar et! Allah’a dön! Eğer sen beni aramak ve bulmak istersen ben Bursa’da Seyyid Buhârî hazretlerinin camiinde Kur’ân-ı kerim okuyorum!” dedi. Yaşlı zâtın sözlerinin tesiriyle genç adamın kalbi yandı. Arkadaşlarına: -“Eğer siz bana tabi olup sözü dinlerseniz, gelin Bursa’ya gidelim, oradaki tüccarları arayalım. Onların arkasına takılıp mallarını alalım!” dedi. Arkadaşları onun sözlerini kabul ettiler. Bursa’ya geldiklerinde, Onlara: -“Gelin Seyyid Buhârî hazretlerinin camiinde namaz kılalım; Allâhü Teâlâ hazretlerine dua edelim ki bizim muradımızı gerçekleştirsin!” dedi. Camiye geldiklerinde, o yaşlı adamın camide Kur’ân-ı kerim okumakta olduğunu gördü. Ayaklarının üzerine düştü, tövbe etti. 0 yaşlı adamın yanında iki sene kaldı, iki seneden sonra o yaşlı kişi, genci; Hazret-i Şeyh Akşemseddİn (k.s.)’a gönderdi. Akşemseddin hazretleri o genci terbiye etti. O genç kâmil bir kişi oldu. Mü’min kişi, noksan ve hatta yol kesen biri olsa bile sonra kâmil bir mü’min olabilir. Bundan dolayı hatime (sonuca) bakılır. Lakin güzel sonuç, bidayette inayetin geçmesine bağlıdır. Allah’ım, bizleri hidâyete erenlerden eyle! Amiyne yâ muîn!  İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri: 6/29-30.  https://yukarikayalar.wordpress.com/category/dini-hikayeler/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
back to top